hayal kırıklığıyla veda etmişti aşka. gerçi öyle büyük bir beklentiside yoktu. kendince en güzel en mükemmel aşkı yaşadığını düşünüyordu. öyle aşıktı ki leyla ve mecnuna tahir ile zühreye eşit görüyordu aşkını. uzun zaman olmuştu. uzun zamandır birlikteydiler. onu artık çok iyi tanıdığını düşünüyordu. bir olaya nasıl tepki vereceğini kesitebiliyordu nerdeyse. pek görüşmüyorlardı aslında ama bedenleri ve akılları o kadar birdi ki.. aynı anda aynı şeyleri düşünüp hissedebiliyorlardı.
zamanın büyüsüyle kendini çok kaptırmıştı ona. bi zaman sonra aklı ondan daha ince düşünmeye başladı. o da düşünüyor sanıyordu ve her geçen gün böyle olmadığını hissetmemek için onu ince düşünmeye zorluyordu. zaman biraz daha ilerledi. sanki bu akıllar arası uyuşmazlığın nasıl sonlanacağını merak ediyordu. her gün ona biraz daha aşık oluyor onu biraz daha yüceltiyordu aklında. aklı bu yüceliğe erişmek için biraz daha ince düşünüyor ve aralarındaki anlaşmazlık gitgide artıyordu.
bir süre sonra aklının beklentilerini alamadığını fark etti. işte o zaman başladı aptal aşık uykusundan uyanmaya. yaşadıkları bitmiş bir rüya gibiydi ve bu rüyayı geriye sarıp görmek istiyordu. gördüğü sadece rüyaydı ve güzeldi her şey. karşısındaki bir rüyaydı o’nu hissedebiliyor fakat çözemiyordu.
bazı şeylerin hayatın kontrolünü ele geçirebileceğine inanmaya başlamıştı. bu inanç onu daha umursamaz yapıyordu. hiçbir duygu bu kadar ağır basmamıştı. hayatındaki tüm bu iniş çıkışlar mutluluğu böylesine uzak tutmamıştı daha önce. içinde bilmediklerinden oluşan bölümler vardı. şimdi yazdıklarım gibi hayata geçmeyen bölümler.
bu gördüğü rüya da gerçekte tutunamadıklarından kurulu.gerçekte sahip olamadığı sahnede,sahip olamadığı kişiyle.
No Response to " "
Yorum Gönder