mesela

Beynimin kıvrımlarında gezinen hayaline sitemim. sanırım son kez geliyor karşıma. uzun zamandan sonra ilk kez bu kadar net. görebiliyorum, anlayabiliyorum yüzündeki tedirginliği.. "keşke"lerle ağdalandırdığım cümlelerim yok artık. daha net açığa çıkıyor gerçek. daha iyi kavratıyor bu sefer doğruları. kırılan tırnak senden daha fazla can yakabiliyormuş mesela . ya da karnım açken bir dilim ekmeği gözümde seni büyüttüğümden daha çok büyütebiliyormuşum. bazen olmayacak şeyler dileyebiliyormuşum tanrıdan. bazen de senin aşkına bağımlıymışım gibi hissettirebiliyormuşum kendimi.
hayalimdeki kahraman değilmişsin, zaten bir kahramanım da yokmuş. ben öyle olmanı istediğimdenmiş her şey. zaten kahraman her zaman ihtiyaç duyulanmış. artık sana ihtiyacım da yokmuş mesela.
duygularım ve mantığım artık aynı anda hareket edebiliyormuş ve ben kolaylıkla vazgeçebiliyormuşum senden. bende bıraktığın boşluğu doldurabilmenin tek yolu da benmişim. yaratmana izin verdiğim bu boşluğu istersem doldurabiliyormuşum mesela.
aşk vahşi bir hayvanmış ve onu beslemekle dost olunmuyormuş. çıkarları önemliymiş ne kadar iyi beslersen besle bir gün çekip gidebiliyormuş.
bazen bardağın boş tarafını görmek o kadar da kötü bir durum değilmiş. dolu olan şişeleri fark etmek daha da kolaylaşıyormuş mesela. yalnızlıkta bir kader değil tercihmiş. her birey bir gün mutlaka seçebiliyormuş mesela. bazen de yeniden doğabilmek için ölmek gerekiyormuş.
izlediğiniz filmlerde, okuduğunuz şiirlerde, şarkılarda değilmiş aşk. di'li ve miş'li zamanlarda kalanlarmış anılarmış, kokularmış aşkı somutlaştıran. aşk anında kalbin hızlı atmasının nedeni de beynin olacakları hissetmesindenmiş. beyinmiş tüm organları kontrol eden asıl müdür ve kalp her daim ona bağımlıymış mesela.

beynimin kıvrımlarında kalan kırıntılarına fısıldıyorum son sözlerimi. sana dair bir kaç iyi fikrim var; bitiyorsun mesela.

*aşktan ,zincirlerinden ve çözemeyeceğimiz diğer şeylerden bahsetmeyelim artık.. Leonard Cohen